Ana Sayfa/Teknolojiler/2025 ve Sonrası: Nükleer Enerjide Yeni Dönem ve Küçük Modüler Reaktörler
Teknolojiler

2025 ve Sonrası: Nükleer Enerjide Yeni Dönem ve Küçük Modüler Reaktörler

2025 yılında nükleer enerji, karbonsuzlaşma hedefleri ve artan elektrik talebiyle yeniden ön plana çıkıyor. Küçük modüler reaktörler, dördüncü nesil teknolojiler ve hızlı nötronlu reaktörler sayesinde enerji güvenliği ve sürdürülebilirlikte yeni bir çağ başlıyor. Modern nükleer enerjinin esnek, güvenli ve ekonomik avantajları, hem sanayi hem de çevre için kalıcı bir çözüm sunuyor.

26 Eki 2025
11 dk
2025 ve Sonrası: Nükleer Enerjide Yeni Dönem ve Küçük Modüler Reaktörler

2025 yılında nükleer enerjinin yeniden doğuşu, hızlanan karbonsuzlaşma, dalgalı gaz fiyatları ve artan küresel elektrik talebiyle birlikte gündemde ön plana çıkıyor. Ülkeler ve şirketler, nükleer enerjiyi güvenilir ve düşük karbonlu baz yük kaynağı olarak yeniden değerlendiriyor. Artık tartışmalar "nükleer enerjiye evet mi, hayır mı?" seviyesinin ötesinde: Hangi yeni reaktörler, hangi zaman dilimlerinde ve hangi ekonomik koşullarda enerji sistemlerini güçlendirebilir ve karbon ayak izini artırmadan kapasite sağlayabilir?

Nükleer Enerjinin Yeniden Yükselişinin Temel Nedenleri

Nükleer enerjiye olan ilginin artması, bir dizi küresel zorluğa yanıt olarak ortaya çıkıyor. Modern enerji sistemleri, artan talep, düşük karbonlu kaynaklara geçiş ve şebeke istikrarı sağlama ihtiyacıyla karşı karşıya. Bu koşullarda nükleer enerji, stratejik dengenin anahtar unsuru olarak öne çıkıyor.

  • Karbonsuzlaşma ve İklim Hedefleri: Yalnızca güneş ve rüzgar enerjisiyle karbon nötr bir gelecek mümkün değil. Nükleer enerji, 7/24 karbonsuz enerji sağlayarak fosil yakıta bağımlılığı azaltıyor ve yenilenebilir kaynakların dalgalanmalarını dengeliyor.
  • Enerji Güvenliği ve Bağımsızlığı: Son yılların krizleri, yakıt tedarikindeki kırılganlıkları gösterdi. Modern nükleer santraller ve özellikle küçük modüler reaktörler (SMR), yerel üretimi artırarak gaz ve petrol ithalatına bağımlılığı azaltıyor.
  • Elektrik Talebindeki Artış: Ulaşım, sanayi ve bilgi teknolojilerinin elektrifikasyonu, onlarca yıl kesintisiz güç sağlayabilen kaynaklara ihtiyaç duyuyor. Nükleer enerji, bu potansiyele sahip az sayıdaki çözümden biri olmaya devam ediyor.
  • Yeni Nesil Ekonomi: Modülerlik ve standartlaşma sayesinde yeni reaktörler seri üretilebiliyor, bu da maliyetleri ve inşaat sürelerini kısaltıyor. Bu faktör, gelişmekte olan ülkeler ve enerji altyapısı zayıf bölgeler için nükleer enerjiyi erişilebilir kılıyor.
  • Teknoloji ve Güvenlik Gelişmeleri: Modern reaktörler, pasif güvenlik prensipleriyle tasarlanıyor; soğutma sistemleri dış enerjiye ihtiyaç duymadan çalışıyor ve olağanüstü koşullara karşı dayanıklılık sunuyor.

Sonuç olarak, 21. yüzyılın nükleer enerjisi artık yüksek riskli bir sektör değil; sürdürülebilir enerji geleceğinin temelini oluşturabilecek bir teknolojik platform.

Küçük Modüler Reaktörler (SMR): Nükleerin Yeni Yüzü

Küçük modüler reaktörler (SMR), nükleer enerjinin "ikinci baharı"nın sembolü haline geldi. Geleneksel 1 GW üzeri büyük santrallerin aksine, SMR'ler 10 ila 300 MW arası elektrik gücüne sahip kompakt tasarımlarıyla daha esnek ve modern enerji sistemlerine uyumlu.

SMR'leri Klasik Nükleer Santrallerden Ayıran Özellikler

En önemli fark, modüler yapıda inşa edilmeleridir. Reaktörler seri üretimle fabrikalarda hazırlanır ve montaja hazır şekilde sahaya taşınır. Bu yaklaşım:

  • İnşaat süresini 8-10 yıldan 3-5 yıla düşürür;
  • Sermaye maliyetlerini standartlaşma ve seri üretimle azaltır;
  • Talebe göre adım adım kapasite artırımı sağlar;
  • Süre ve bütçe yönetiminde öngörülebilirlik sunar.

Küçük ülkeler veya büyük santralin ekonomik olmadığı uzak bölgeler için SMR'ler ideal bir çözüm sunar. Şehirler, sanayi tesisleri, madencilik alanları ve ada toplulukları için enerji güvenliği sağlar.

SMR'lerin Temel Avantajları

  • Esneklik: Tek başına veya entegre olarak kullanılabilir.
  • Güvenlik: Dış güç kaynağına ihtiyaç duymayan pasif soğutma sistemleriyle donatılmıştır.
  • Daha Az Atık: Yüksek yakıt verimliliğiyle atık miktarı azalır.
  • Yerel Üretim: Ulusal fabrikalarda montaj imkanı, teknolojik bağımsızlığı artırır.
  • Çok Amaçlı Kullanım: Elektrik üretiminin yanı sıra hidrojen üretimi, su arıtma ve ısıtma için de uygundur.

Küçük Reaktör Tipleri

  • Basınçlı su reaktörleri (PWR/BWR-SMR): Klasik teknolojinin modüler versiyonları.
  • Gaz Soğutmalı Reaktörler (HTGR): Endüstriyel ortak üretim imkanı ve daha yüksek sıcaklık sunar.
  • Hızlı Sodyum ve Kurşun Reaktörleri (SFR/LFR): Yakıt döngüsünü kapatarak verimliliği artırır.
  • Erimiş Tuz Reaktörleri (MSR): Düşük basınç ve yüksek termodinamik verimlilik sağlar.

Küresel Gelişim ve Liderler

  • ABD: NuScale VOYGR (77 MW modül başına) lisanslandı.
  • Kanada: GE Hitachi BWRX-300, en gelişmiş ticari SMR projelerinden biri.
  • Rusya: RITM-200, "Akademik Lomonosov" yüzer santralde kullanılıyor; Shelf-M Arktik için geliştiriliyor.
  • Çin: ACP100, ülkenin ilk seri SMR'sinin devreye alınmasına hazırlanıyor.

Küçük modüler reaktörler, mega projeler yerine teknolojik birlik ve seri üretime odaklanan, ölçeklenebilir, güvenli ve esnek yeni bir nükleer enerji modeli sunuyor.

Dördüncü Nesil Reaktörler: Geleceğin Prensipleri ve Teknolojileri

Küçük modüler reaktörler "yeni nükleer ekonomi"nin temelini atarken, dördüncü nesil reaktörler (Gen IV) teknolojik bir sıçrama vadediyor. Amaç, nükleer enerjiyi sürdürülebilir, güvenli ve kapalı bir yakıt döngüsüne sahip hale getirmek.

Dördüncü Nesil Reaktörlerin Temel Prensipleri

  1. Pasif Güvenlik: Isı, pompa veya operatör müdahalesi olmadan doğal süreçlerle uzaklaştırılır; ciddi kazaların önüne geçilir.
  2. Yüksek Yakıt Verimliliği: Sadece uranyum-235 değil, plütonyum ve atık yakıt da işlenebilir.
  3. Atıkların Azaltılması: Hızlı nötronlar ve yeni döngü teknolojileriyle radyoaktif atık hacmi ve ömrü minimize edilir.
  4. Yüksek Çalışma Sıcaklıkları: Elektriğin yanı sıra hidrojen, kimya ve metalürji sanayileri için ısı sağlar.
  5. Ekonomik Rekabetçilik: Dayanıklı ekipman ve çok yönlü kullanım sayesinde maliyet avantajı hedeflenir.

Başlıca Gen IV Reaktör Tipleri

  • SFR (Sodyum Soğutmalı Hızlı Reaktör): Yüksek güç yoğunluğu, uzun ömürlü atıkların yakılması ve düşük basınç avantajı sunar.
  • LFR (Kurşun Soğutmalı Hızlı Reaktör): Kimyasal stabilite ve yüksek sıcaklık dayanımıyla öne çıkar, güvenliği artırır.
  • HTGR (Yüksek Sıcaklıklı Gaz Soğutmalı Reaktör): 900°C'ye varan sıcaklıklarda TRISO yakıt kapsülleriyle çalışır, hidrojen ve su arıtma için uygundur.
  • MSR (Erimiş Tuz Reaktörü): Yakıt, sıvı tuzda çözünmüş olup düşük basınçta çalışır, yakıtın çevrim içi işlenmesine olanak tanır.
  • GFR (Gaz Soğutmalı Hızlı Reaktör): Hızlı nötron spektrumu ve gaz soğutma ile yüksek verim ve teknik zorluklar sunar.
  • SCWR (Süperkritik Su Reaktörü): Su, süperkritik koşullarda kullanılır; yüksek verimlilik ve sadeleşmiş devre sağlar.

Uygulama Perspektifi

Gen IV reaktörleri farklı olgunluk aşamalarında:

  • SFR ve HTGR, ticari aşamaya en yakın olanlardır; Rusya, Çin, Japonya ve Fransa'da prototipler inşa edilmekte.
  • MSR ve LFR araştırma aşamasında, yeni malzeme ve soğutucuların sertifikasyonu bekleniyor.
  • SCWR, mevcut su teknolojilerinin doğal evrimi olarak ilgi görmekte.

Küresel ölçekte Gen IV, nükleer enerjinin kalıcı bir düşük karbonlu altyapının temel taşı olması yolunda umut vadediyor.

Hızlı Nötronlu Reaktörler: Kapalı Yakıt Döngüsünün Anahtarı

Yeni nesil nükleer teknolojiler arasında en umut verici olanlardan biri hızlı nötronlu reaktörlerdir (HNR, BN). Geleneksel reaktörlerin aksine, hızlı nötron spektrumuyla çalışarak nükleer yakıtı çok daha verimli kullanır.

Hızlı Reaktörlerin Çalışma Prensibi

Klasik termal reaktörlerde sadece doğadaki uranyumun %1'inden azını oluşturan uranyum-235 bölünebilir. Geri kalan uranyum-238 ise neredeyse atıl kalır. Hızlı reaktörlerde, uranyum-238 plütonyum-239'a dönüşerek döngüye katılır ve yakıt verimliliği onlarca kat artar.

Hızlı Nötronlu Reaktörlerin Avantajları

  • Kapalı Yakıt Döngüsü: Plütonyum ve minör aktinitler dahil geri dönüştürülmüş yakıtı kullanarak radyoaktif atık miktarı ve ömrü azalır.
  • Yüksek Yakıt Yanması: Yakıtın neredeyse tamamı enerjiye dönüşür; atık azalır, ekonomik getiri artar.
  • Doğal Uranyuma Bağımlılığın Azalması: Malzemenin defalarca kullanımı, kaynak sürdürülebilirliğini sağlar.
  • SMR ve Gen IV ile Uyumluluk: Kompakt, modüler tasarımlar için de uygun çözümler sunar.

Başlıca Hızlı Reaktör Tipleri

  • Sodyumlu (SFR): En çok araştırılan tiptir. Sodyum, ısıyı verimli taşır ve düşük basınçta yüksek verimlilik sunar (ör. Rusya BNR-600, BNR-800; Fransa ASTRID).
  • Kurşunlu (LFR): Kimyasal olarak inert, ısıya dayanıklı ve güvenli.
  • Gaz Soğutmalı Hızlı Reaktörler (GFR): Helyum soğutucu ile yüksek sıcaklık ve verimlilik sağlar.

Karar Noktaları ve Zorluklar

  • Malzeme Dayanıklılığı: Yüksek nötron akısı ve sıcaklık, gelişmiş alaşımlar gerektirir.
  • Soğutucu Yönetimi: Sodyum, kurşun ve alaşımlar özel işletme ve kontrol ister.
  • Maliyet ve Seri Üretim: Seri üretim olmadan maliyetler yüksek kalır; bu nedenle uluslararası işbirliği ve tasarım standartlaşması kritik önemdedir.

Gelecek Perspektifi

Hızlı reaktörler, atıkları azaltırken enerji üretme kapasitesiyle sürdürülebilir nükleer döngünün temelini oluşturabilir. Uzun vadede, nükleer atığın kaynak olarak değerlendirildiği ve yakıt dengesinin neredeyse sonsuz olduğu bir enerji sistemine geçişin anahtarıdır.

Güvenlik ve Nükleer Santral Tasarımında Yeni Yaklaşımlar

Güvenlik, nükleer enerjiye duyulan güvenin temel kriteri olmaya devam ediyor. Geçmiş yüzyıldaki kazaların ardından, yeni nesil reaktörlerde "tasarımdan itibaren güvenlik (inherent safety)" ilkesi öne çıktı: Güvenlik, fiziksel düzeyde sağlanıyor, sadece mühendislik sistemlerine bırakılmıyor.

Pasif Güvenliğe Geçiş

Geleneksel santrallerde aktif soğutma ve enerji sistemleri kullanılırken, modern reaktörlerde doğal sirkülasyon, yerçekimi ve çevreyle ısı alışverişi gibi pasif sistemler ağırlık kazanıyor. Bu sayede, tam güç kaybı olsa bile, artık ısı güvenli bir şekilde uzaklaştırılabiliyor.

  • Pompasız doğal sirkülasyonlu soğutma;
  • Yedek kondansatör devreleri;
  • Atmosferik ısı değişimli gömülü soğutma sistemleri;
  • Yeraltı veya su havuzlarında yer alan sızdırmaz reaktör gövdeleri.

Yapısal Koruma ve Yeni Malzemeler

SMR'ler genellikle tek gövdeli tasarımla üretilir, bu da sızıntı ihtimalini minimize eder ve ekipman kontrolünü kolaylaştırır. Yüksek sıcaklık ve basınca dayanıklı çelik ve kompozitler, korozyon ve radyasyon etkilerine karşı uzun ömürlüdür.

Özellikle TRISO tipi seramik kapsüllerle kaplanmış yakıtlar, 1600°C'ye kadar dayanır ve erime senaryolarını neredeyse imkansız kılar.

Dijital Yönetim ve Teşhis

Modern santraller, dijital sensörler ve otomatik teşhisle donatılmıştır. Akıllı izleme ve erken uyarı algoritmaları, en küçük sapmaları önceden tespit eder ve bakım planlamasını optimize eder.

Bazı yeni projelerde, reaktörlerin "dijital ikizleri" gerçek zamanlı analiz ve karar desteği için kullanılmaktadır.

Dış Etkenlere Dayanıklılık

  • Sismik direnç ve titreşim önleyici destekler;
  • Sel, kasırga ve darbe dalgalarına karşı koruma;
  • Bağımsız enerji devreleri ile zincirleme arızaların önlenmesi.

Bu yaklaşımlar sayesinde, en olumsuz senaryolarda bile reaktörlerin bütünlüğü ve radyasyon sızıntısı riski minimuma indirilmiştir.

Yeni Tasarım Felsefesi

Güvenlik artık çok katmanlı aktif bariyerlerle değil, hata ve arızalara karşı dayanıklılıkla sağlanıyor. Modern SMR ve dördüncü nesil reaktörler, nükleer enerji tarihinin en güvenilir sistemleri olarak öne çıkıyor.

Ekonomi ve Seri Üretim: Nükleer Enerji Pazarında Yeni Dinamikler

Nükleer enerjinin ekonomik modeli hızla değişiyor. Geçmişte milyarlarca dolarlık bütçeler ve uzun hazırlıklar gerektiren santraller, günümüzde modülerlik, standartlaşma ve seri üretimle daha ölçeklenebilir, esnek ve öngörülebilir hale geliyor.

Seri Üretime Geçiş

Klasik santraller her zaman benzersizdi ve yüksek maliyetliydi. Modern SMR'ler ise fabrika ortamında tasarlanıp sahada sadece kurulum gerektiriyor. Bu, hava koşulları, lojistik ve işgücüyle ilgili riskleri azaltırken, bileşenlerin standartlaşmasını, sertifikasyonun kolaylaşmasını ve inşaat süresinin kısalmasını sağlar.

SMR ile Esnek Ekonomi

SMR'ler, nükleer enerjiye kademeli yatırım modelini getiriyor. 1 GW'lık dev bir blok yerine, 100-200 MW'lık modüller aşama aşama devreye alınabilir. Bu, küçük enerji sistemlerine sahip ülkeler, uzak bölgeler ve otonom üretim isteyen sanayi tesisleri için nükleeri erişilebilir kılar. Kısa yatırım döngüsü ve bütçe öngörülebilirliği, özel yatırımcıların ilgisini artırıyor.

Elektrik Maliyetlerine Etkisi

Nükleer enerjinin ekonomik verimliliği, tesisin tüm yaşam döngüsündeki birim enerji maliyeti (LCOE) ile ölçülür. SMR ve dördüncü nesil reaktörlerde LCOE; standartlaşma, uzun ekipman ömrü, düşük işletme giderleri ve yenilenebilirlerle işbirliği sayesinde azalıyor. Böylece, nükleer enerji, gaz ve kömür santralleriyle rekabetçi hale geliyor.

Yeni Aktörler ve İş Modelleri

  • NuScale Power (ABD): NRC onaylı ilk SMR.
  • GE Hitachi (Kanada): BWRX-300 projesi, özel sektör işbirliğiyle geliştiriliyor.
  • TerraPower (ABD): Bill Gates'in Natrium hızlı reaktör projesi.
  • Rolls-Royce SMR (İngiltere): İhracata odaklı seri modül üretimi.

Kapalı Yakıt Döngüsünde Ekonomi

Hızlı nötronlu reaktörler, atık yakıtın geri dönüştürülmesiyle depolama maliyetlerini düşürüp sürdürülebilir bir yakıt sistemi yaratır. Gelişmiş geri dönüşüm ve plütonyumun tekrar kullanımıyla, doğrusal modelden döngüsel modele geçiş mümkündür.

Yeni Nesil Reaktörlerin Kullanım Alanları: Elektrik, Isı, Hidrojen ve Su Arıtma

Modern nükleer teknolojiler, yalnızca elektrik üretimiyle sınırlı kalmıyor. SMR'lerin esnekliği ve dördüncü nesil reaktörlerin yüksek sıcaklığı, nükleer enerjiyi sanayi, altyapı ve geleceğin hidrojen ekonomisi için çok amaçlı bir platforma dönüştürüyor.

Elektrik: Bölgesel ve Sanayi Kümeleri için

SMR ve mikro-reaktörler, izole şebekeler ve uzak bölgeler (ör. kuzey bölgeler, adalar, madencilik sahaları, askeri üsler) için idealdir. Bu alanlarda nükleer enerji, güvenilir ve öngörülebilir enerji sağlarken, ithal dizel veya kömüre bağımlılığı azaltır. Kompaktlık ve düşük altyapı ihtiyacı, en zor lojistik alanlarda bile kurulum imkanı sunar.

Isı: Şehirler ve Sanayi için

Yeni nesil reaktörler, 300-700°C arası ısı sağlayabilir:

  • Şehirlerin merkezi ısıtması;
  • Petrokimya ve metalürji sanayi;
  • Gübre ve sentetik yakıt üretimi;
  • Buhar ve endüstriyel prosesler.

Bu, sanayinin karbon ayak izini düşürür ve nükleer sektöre yeni pazarlar açar.

Hidrojen Üretimi

Yüksek sıcaklıklı gaz soğutmalı reaktörler (HTGR ve VHTR), elektroliz yerine termokimyasal döngülerle karbon içermeyen hidrojen üretebilir. Bu, verimliliği artırır ve yenilenebilir elektriğe dayalı yöntemlere göre maliyeti önemli ölçüde düşürür. Nükleer ısıdan hidrojen üretimi, ulaşım, metalürji ve kimya endüstrisinin karbonsuzlaşmasında kilit rol oynar.

Su Arıtma

Nükleer enerji, 21. yüzyılın en önemli sorunlarından biri olan temiz su sıkıntısı için de çözüm sunar. Küçük ve orta ölçekli reaktörler, çok kademeli buharlaştırma veya ters osmozla çalışan su arıtma tesislerine enerji sağlayabilir. Bu yaklaşım, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da şimdiden denenmektedir.

Yeni Uygulama Alanları

  • Mobil ve yüzer santraller: Zor ulaşılır bölgelerde geçici veya bağımsız enerji ihtiyacına çözüm.
  • Yenilenebilirlerle entegrasyon: Nükleer, baz yük ve pik regülasyonu sağlayarak güneş ve rüzgarın istikrarını artırır.
  • Dağıtık enerji sistemleri: 5-20 MW'lık kompakt mikro-reaktörler, yerel enerji düğümlerinin bir parçası olabilir.

Modern nükleer teknolojiler artık niş bir çözüm değil, elektrik, ısı, yakıt ve suyu bir araya getiren sürdürülebilir kalkınmanın dört temel bileşenini sağlayan evrensel bir dönüşüm aracıdır.

Gelecek Perspektifi ve 2030'a Kadar Gerçekçi Yaygınlaşma Takvimi

Deneysel reaktörlerden seri üretime geçiş, modern nükleer enerjinin ana meydan okuması. Teknolojiler kendini kanıtlamış olsa da, yaygınlaşma için zaman, yatırım ve devlet, sanayi, bilim işbirliği gerekiyor.

Mevcut Durum ve Yakın Vadede Beklentiler

2025'e gelindiğinde, dünya genelinde 40'tan fazla küçük modüler reaktör projesi ve en az 10 dördüncü nesil reaktör programı aktif durumda. Bazı projeler ticarileşmeye çok yakın:

  • NuScale VOYGR (ABD): NRC lisanslı ilk SMR, on yılın ikinci yarısında devreye alınacak.
  • BWRX-300 (Kanada): Ontario'da inşa ediliyor, 2028'de devreye girecek.
  • RITM-200 ve Shelf-M (Rusya): Arktik'te kullanılıyor, kara uygulamaları için tasarlanıyor.
  • ACP100 (Çin): Ülkenin ilk seri küçük reaktörü şebekeye bağlanmaya hazırlanıyor.
  • HTGR (Japonya ve Çin): Yüksek sıcaklıklı gösterim reaktörleri son test aşamasında.

Yaygınlaşmanın Önündeki Engeller

  • Düzenleme ve Lisanslama: Uluslararası standartlar yavaş uyumlanıyor, yeni reaktör tipleri için güvenlik standartları oluşturulmalı.
  • Altyapı ve Tedarik Zinciri: Reaktör gövdeleri, ısı değiştiriciler ve yakıt için hassas üretim ve uzun vadeli kontratlar gerekiyor.
  • Finansman: Hızlı büyüme için devlet garantileri ve özel sermaye gereksinimi; ABD, İngiltere, Kanada'da bu model uygulanıyor.
  • Kamu Algısı: Gelişmiş güvenlik göstergelerine rağmen, kamuoyu özellikle Avrupa'da süreci etkiliyor.

Gerçekçi Takvim ve Beklentiler

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve OECD-NEA'ya göre, SMR'lerin kitlesel yaygınlaşması 2020'lerin sonunda başlayacak ve 2035'e kadar yeni kurulu nükleer kapasitenin %10-15'ini oluşturacak. Dördüncü nesil reaktörler ise ticari seviyeye 2030 sonrası ulaşacak. Hızlı nötronlu reaktörler, kapalı yakıt döngüsünün temeli olarak atık azaltma ve sürdürülebilirlik sağlayacak.

Sonuçlar

  • Küçük modüler reaktörler, esneklik, güvenlik ve ekonomik verimlilik getiriyor.
  • Dördüncü nesil reaktörler, neredeyse atıksız enerji üretiminin yolunu açıyor.
  • Hızlı nötronlu teknolojiler, yakıt döngüsünü kapatıp sektörü sürdürülebilir hale getiriyor.

2030'a kadar nükleer enerji yalnızca elektrik üreten bir kaynak değil, elektrik, ısı, hidrojen ve su arıtmayı bir araya getiren entegre bir temiz enerji platformu haline gelme potansiyeline sahip. Atomun dönüşü; artık bir tehdit değil, istikrarlı ve çevreci bir geleceğin anahtarıdır.

Etiketler:

nükleer enerji
modüler reaktörler
karbonsuzlaşma
enerji güvenliği
Gen IV reaktörler
enerji teknolojileri
hızlı nötronlu reaktörler
temiz enerji

Benzer Makaleler